Dekan Prof. Dr. Murat Şeker'in Tarımda Suyun Önemi, Etkin ve Verimli Kullanımı Paneli Açılış Sunumu

Sayın Bakanlık Koordinatörüm, Sayın Tarım İl Müdürüm, Üniversitemizin Değerli Akademisyenleri, Çok Kıymetli Üreticilerimiz, Geleceğimizin Teminatı Sevgili Öğrencilerimiz, Değerli Basın Mensupları

Ziraat Fakültesine ve Panelimize hoş geldiniz. Öncelikle herkesi saygılarımla selamlıyorum. Yirmi birinci yüzyılda tarımsal faaliyetler önemini iyice arttırmaya başlamıştır. Küresel iklim değişiklikleri, kuraklık ve su kaynaklarının azalması, ekosistemin hassas dengelerinin giderek bozulması, kaliteli ve güvenli gıdaya olan talebin giderek artması ve zorlaşması tarım eğitimi ve araştırmalarını farklı bakış açılarıyla geliştirme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Ülkemiz çok ciddi seviyede kuraklık riski ile karşı karşıyadır. 2021 yılında Türkiye genelinde 30 un üzerinde ilimiz kuraklık nedeniyle önemli düzeyde zarar gördü, son yıllarda çok sayıda göl kurumaya başladı. 2050 yılında dünya nüfusunun yaklaşık 10 milyar olacağı düşünüldüğünde tarımda üretim ve verimlilik değerlerinin yükseltilmesi zorunluluk taşımaktadır. Tarımsal verimlilikte gelişmiş ülkeler ile diğerleri arasındaki fark giderek artmaktadır. Gelişmiş ülkeler tarımsal AR-GE çalışmalarını daha da güçlendirerek verimliliği daha da arttırmanın yollarını araştırmaktadır. Nitelikli AR-GE çalışmalarını yürütmek ve üretimde verimliliği arttırmak için yapılması gerekenler ise kaliteli bir eğitim vermek, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri en hızlı bir şekilde uygulamaya aktarmaktan geçmektedir. 

Çanakkale, ülkemizin tarımda marka olan illerden biridir ve yüksek kaliteli ürünlerle bu özelliğini giderek güçlendirmektedir. Çanakkale’nin sahip olduğu büyük potansiyel nedeniyle hem bitkisel hem de hayvansal üretim konularında önemli gelişmeler yaşayacağına inanıyorum. İstanbul başta olmak üzere çok sayıda büyük pazarlara yakınlığı, Çanakkale 1915 Köprüsünün ve tünellerin açılması Çanakkale ürünlerinin nakliyesinde çok büyük avantajlar sağlayacaktır. İstanbul’a Adana, Mersin, Hatay ve Antalya’dan taze meyve-sebze taşımak yerine artan nakliye giderleri nedeniyle Çanakkale’nin çok büyük bir tarımsal üretim bölgesi olması gerekmektedir.  Dolayısıyla Çanakkale’nin tarımsal üretim kapasitesi doğru bir şekilde ele alınmalı, çok sayıda tarımsal ürünün en yüksek kalitede yetiştirilebildiği bu coğrafyada her metrekare üretim odaklı değerlendirilmelidir.

Son yıllarda dünyada ve ülkemizde kuraklık olaylarında bir artışın olduğu gözlenmektedir. Türkiye; kurak ve yarı kurak iklim şartlarının karakteristik özelliklerinden dolayı kuraklık afetine karşı oldukça duyarlı bir yapıda bulunmaktadır. Türkiye gibi su odaklı faaliyetlerin yoğun bir biçimde devam ettiği ülkelerde, kuraklıkların etkileri geniş alanlara yayılabilmekte ve başta tarım olmak üzere birçok sektörü doğrudan ve dolaylı olarak etkileyebilmektedir. Uzun süreli kuraklık olayları bitki-toprak-su arasındaki hidrolojik dengeyi bozmakta, ciddi ekonomik, çevresel ve sosyal etkilere yol açmaktadır.

Türkiye’de kuraklık, tabii afetler içerisinde doğrudan veya dolaylı olarak en fazla alanı etkilemekte olan ve ekonomik anlamda çok ciddi kayıplara yol açabilen bir afettir. Kuraklıklar her yıl ülkemizin farklı bölgelerinde etkisini göstermektedir. Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını, bilakis uzun dönemdir kaynaklarının baskı altında olması nedeniyle giderek fakirleştiğini, kişi başına düşen su miktarı bakımından önemli seviyede sıkıştığını belirtmemiz gerekir.

Üniversitelerde kuraklık konusunda ders açılması, bilimsel araştırmalar yapılması sağlanarak kuraklık konusunda uzman Ziraat Mühendisleri yetiştirilmelidir. Yağmur hasadı, basınçlı sulama sistemleri, akıllı ve hassas tarım uygulamaları ve su tasarruf sistemleri konularında donanımlı teknik elemanlar yetiştirilmelidir. Her şeyden önce tarım sektöründeki yanlış su kullanımından vazgeçilmelidir.

Kuraklık yönetimi ile ilgili bilimsel çalışma, ulusal ve uluslararası proje, çalıştay, kongre, fuar vb. etkinlikler düzenlenmelidir.

Daha az su tüketen bitkisel ürünlerin yetiştirilmesine yönelik çalışmalar arttırılmalıdır. Daha az su tüketen çeşitler, daha az su tüketen meyve anaçları kullanılmalı, zeytin gibi su tüketimi daha düşük olan türlere yetiştiricilik alanlarında öncelik verilmelidir.

Çok su tüketen büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yerine küçükbaş hayvancılık teşvik edilmelidir.

Bu önemli etkinliğin hazırlanmasında emeği geçen Tarım İl Müdürlüğümüze ve Fakültemiz öğretim üyelerine çok teşekkür ederim.